1 Kasım 2009 Pazar

MUSTAFA KEMAL ATATATÜRK - DÜNYANIN EN ŞIK, EN KARİZMATİK VE EN GÜZEL LİDERİ



Bir insana bu kadar mı yakışır giydiği her şey. Giydiği herşey çok yakışıyor, çok güzel taşıyor. Şık, zarif ve zevkli. Atatürk kıyafetlerini kendi dizayn ediyormuş. Bu kadar şık olmasının amaçlarından biri de topluma önderlik etmektir.
Osmanlı dönemindeki insanların giyinişiyle, Cumhuriyet döneminde insanların giyimlerine baktığımızda aradaki büyük farkı görmemek mümkün değil. Bunu Atatürk'e borçluyuz.



Dünyada böyle kaç lider var?

Böyle bir lidere sahip olduğumuz için övünmeliyiz.

LİMONLU KEK TARİFİ

Malzeme;

1-2 limon kabuğu
4 yumurta
200 gr. şeker
200 gr. un
1 çorba kaşığı buğday nişastası
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
125 gr sıvı yağ
1/2 kahve fincanı konyak

Yapılışı;

Şeker ve yumurta beyazlaşıncaya kadar çırpılır. Elenmiş nişasta, un ve kabartma tozu eklenir. 125 gr sıvı yağ, kanyak ve rendelenmiş limon kabuğu ilave edilir. Daha önceden yağlanmış, unlanmış kalıba dökülür. 130 derecede pişirilir.

25 Ekim 2009 Pazar

KAKTÜSLERİMİZ İÇİN NE YAPMALIYIZ?


Kaktüsleri çok severim. Estetik, dayanıklı, çok çeşitli ve yabanidirler.


Kaktüslerin bakımı;

Kaktüslerimizi mayıs başından itibaren Kasım 15'e kadar güneşli bir yerde bulunduralım. Kasım 15'ten sonra aydınlık, fazla sıcak olmayan (1- 10 derece) bir mekanda tutalım. Kasım 15'ten Nisan sonuna kadar hiç su vermememiz ve soğukta tutmamız gerekiyor.

Kakaolu Kek Tarifi - Browni


Malzeme;
4 yumurta
2 su bardağı toz şeker
2 bardak un
1 su bardağı süt
3 yemek kaşığı kakao
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
250 gr sıvı yağ
Yapılışı;
Yumurta ve şeker iyice çırpılır. Süt, kakao, vanilya, yağ karıştırılır. Bir bardak kenara ayrılır.Karışıma son olarak un ve kabartma tozu ilave edilir. İyice çırpılır ve kek kalıbına konduktan sonra fırına verilir. Piştikten sonra ılıkken, ayrılan bardak kekin üzerine dökülür ve servis edilir.

Not: İsterseniz içine ceviz içi de koyabilirsiniz.

MOZAİK PASTA TARİFİ




Mozaik Pasta

Malzeme;


400 gr bisküvi
250 gr sıvı yağ
4 yumurta
4 yemek kaşığı pudra şekeri
1 portakal kabuğu rendesi
Küçük bir kase ceviz içi
2 yemek kaşığı kakao




Yapılışı;


Yumurtaları bir telle iyice çırptıktan sonra, pudra şekerini, kakao, yağ, ufak ufak kırılmış ceviz parçaları, portakal kabuğu rendesi ve küçük küçük kırılmış bisküvileri de koyup, karıştırarak hamur haline getirin. Masanın üzerine yaydığınız ince mutfak naylonuna sararak rulo yapın ve buzluğa koyun. Sertleşince dilim dilim kesip, nefis bergamot kokulu çay eşliğinde afiyetle yiyin.


Not: Cevizleri koymadan önce yıkamanızda yarar var.

YAZ GÜNLERİNİN SERİN İÇECEĞİ LİMONATA YAPIMI


BUZ GİBİ LİMONATA

Malzeme;

Şerit halinde kesilmiş 3 limon kabuğu
İnce dilimlenmiş 1 adet limon ve 1 adet portakal
2 bardak limon suyu
2 bardak şeker
2 bardak sıcak su


2 bardak soğuk su
Taze nane yaprakları

Yapılışı;

Büyük bir sürahide limon kabukları, limon suyu ve şekeri karıştırın. Kaynar suyu ekleyip şeker eriyene kadar karıştırın. Soğuk suyu ilave edin. İçine limon ve portakal dilimlerini atıp buzdolabında soğumaya bırakın. Buzlu bardaklarda, nane yaprağı ile servis edin.
Afiyet olsun!

KREP TARİFİ - DENEYİN BEĞENECEKSİNİZ.


GÜZEL BİR KREP TARİFİ - DENEYİN, BEĞENECEKSİNİZ.


Malzeme:


1/4 su bardağı sıvı yağ, 1 yumurta, 1 su bardağı süt, 1 su bardağı un, 2 tatlı kaşığı şeker, 2 kahve kaşığı kabartma tozu, 1 kahve kaşığı tuz




Yapılışı:


Hepsini iyice çırpın, bir kaşık alın, teflon tavaya akıtın. Çok az yağlı tavada üstü delik delik oluncaya kadar kızartın. Sonra çevirin diğer tarafını kızartın. İçine ceviz, reçel, beyaz peynir veya bal koyabilirsiniz. Yanında da mis gibi çay.
Afiyet olsun!

12 Eylül 2009 Cumartesi

CUNDA ADASI - AYVALIK



CUNDA GÜNLERİ

Sevgili babam, '65 yılında, arkadaşlarıyla çıktığı geziden döndüğünde, Ege'de çok güzel bir yer keşfettiğini söyledi bize. Kendine özgü kokusu, taş Rum evleri, papalina denen yemeği, şarabı, daracık sokakları, Girit'ten göç eden ve balıkçılıkla geçinen halkıyla burası Cunda Adası'ydı.


Sonraki yıllarda her yaz komşularımızla Cunda'ya gider olduk. Komşularımız her yaz değişirdi. Babam her yaz başka bir aileyi ikna ederdi Cunda'nın güzelliklerini görmeleri için.

O zamanlar şimdiki gibi otel, motel olmadığı için Nazlı teyzenin pansiyonunda kalır, sabahları çok erken saatlerde Mercan amcanın Bacanak adlı teknesiyle, fenerlerin arasından geçer ve Midilli adası açıklarına balık, özellikle de mercan balığı avlamaya giderdik. Giritli Mercan amcamız, mercan balığının olduğu kayaları bilir, bizi oraya götürür ve oltaları atmamızı söylerdi. Bazen bir oltaya üç tane mercan gelirdi. Ara sıra büyük bir gürültü duyardık. Ne olduğunu sorduğumuzda, dinamit atıyorlar derdi. Bazen oltalarımız birbirine karışır, Mercan amca koş olta karıştı diye çağırırdık. Buna rağmen bir kere bile şikayet etmezdi bizden. Kovamızı balıkla doldurur, gün yükselmeden Cunda'ya dönerdik. Dönerken, etraftaki adaların bazılarında trata çeken balıkçıları görürdük. Çocuk denecek yaşta olduğum için herşey çok değişik gelirdi bana.
Akşam tuttuğumuz balıkları lokantaya kızartmaları için verirdik. Sonra nefis bir salata eşliğinde Cunda şarabı...Harika günlerdi... Hala her fırsatta Cunda'ya gidiyorum ve sevgili babacığımı anıyorum.

10 Haziran 2009 Çarşamba

BÜYÜK POSTANE - SİRKECİ



Geçen gün önünden geçerken bir kez daha hayran oldum Sirkeci'deki Büyük Postane'ye. Ne kadar güzel ne muhteşem bir bina. İstanbul'daki eski yıllardan kalan güzel binaların çoğunun mimarı yabancı olduğu halde, bu muhteşem binanın mimarı I. Ulusal Mimarlık Dönemi'nin iki mimarından biri olan Mehmed Vedat Tek (1873 - 1942). Posta ve Telgraf Nezareti olarak inşa edilen binanın yapımına 1905 yılında başlanmış, bina 1909 yılında tamamlanmıştır.
Vedat Tek'in diğer güzel eserleri arasında, Haydarpaşa ve Moda Vapur İskeleleri ile İzmir Saat Kulesi'ni, Deniz Yolları Acentesi binasını, Ankara'daki eski Meclis binasını sayabiliriz.

Günümüzde, Büyük Postane'nin içinde bir de PTT müzesi var. İlk postacılar, çeşit çeşit posta kutuları, manyetolu, bataryalı, kadransız, kadranlı duvar ve masa telefonları... Ayrıca, 16 Mart 1920 sabahı İstanbul işgal edilirken, bu acı olayı Mustafa Kemal’e bildiren kişi, Manastırlı Hamdi Bey'in odası da aynen muhafaza ediliyor. Graham Bell’in 1882 yapımı orijinal telefonunun bire bir kopyası da müzede bulunuyor. İstanbul'daki çoğu müze gibi Cumartesi ve Pazar günleri kapalı olan müzeyi, hafta içi gezebilirsiniz.