26 Aralık 2013 Perşembe

2014 Yılbaşı Dekorasyon Esinlenmeleri


















Kaynak; Wohnidee


24 Aralık 2013 Salı

SIKLAMEN YETİŞTİRİLMESİ VE BAKIMI (Cyclamen)



SIKLAMEN (CYCLAMEN)

Sonbahar, kış ve ilkbaharda güzel çiçekleri ile balkonlarımızı, teraslarımızı, seralarımızı şenlendirir. 

Hava sıcaklığının yükselmesiyle haziran ortalarına iyice çiçeklerini döken, yapraklarını sarartan bitkimizin, sararan yaprakları ayıklanır, toprağı kurutulur, serin,  direkt güneş ışığı almayan bir yerde bitki dinlenmeye bırakılır. Temmuz ortasına kadar bekletilen çiçeğimizin yumrusunu, toprağından alarak kuru ve serin bir yerde dinlendirmek gerekir. 
15 temmuzdan sonra nemli, milli , torfu yüksek, humuslu bir toprağa yumrunun çiçek veren kısmı 1 cm toprağın altında kalacak şekilde ıslak toprağa dikilir. Bir hafta hiç sulamadan beklenir.  Düzenli ama aşırı olmayan sulamayla birlikte birkaç hafta içinde yeni sürgünler belirecektir. Sonbahar döneminde ise coşkulu çiçekleriyle yine balkonlarımızı süsleyecektir.

. Sevdiği sıcaklık; 10 - 15  derece

. Direkt güneş ışığından hoşlanmaz. Yaprakları sararır. Sararan yapraklar ayıklanmalıdır.

. Aşırı hava cereyanlarını sevmez. 

. Dona karşı duyarlıdır. 

. Nemli ortam sever.

Sulama; Ortadaki yumrusuna temas ettirmeden saksının içindeki toprağın her yeri nemli olacak şekilde sulanmalıdır. Aşırı sulama yapılmamalı toprağı balçık gibi olmamalıdır. Toprak hafif nemliyken tekrar sulama yapılmalıdır. Saksının altı mutlaka delik olmalıdır. 

. Haftada 1-2 kere püskürtme şeklinde yaprak nemlendirmesi yapılmalıdır.

. Suyun kireci düşük olmalıdır.

. Çiçek açtığı dönemlerde ayda iki kere standart sıvı gübre verilir. 



29 Kasım 2013 Cuma

CRANBERRY (TURNA YEMİŞİ) FAYDALARI



Cranbery Kuzey Amerika ve Kanada'da yetişir. Ülkemizde bu bitki yetiştirilmiyor. 
Meyve, Meyve suyu, kurutulmuş ya da tablet  olarak tüketilir. 

Cranberry içerdiği  flavonoids ve proanthocyanidins maddeleri sayesinde anti-oksidan özellik taşır.


. Özellikle kadınların sık sık yakalandığı idrar yolu enfeksiyonlarında çok yararlıdır.

E- Coli bakterisinin neden olduğu üriner sistem enfeksiyonlarında tedavi edici özelliği vardır.   Mesanede asit etkisi yaratarak bakterilerin mesane duvarına yapışmasını engeller.
Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarında sık sık antibiyotik kullanmak antibiyotik direncinin gelişmesine yol açıyor. Bu nedenle enfeksiyonu önlemede Cranbery yardımcı rol oynar. 

. Ağız yaralarında dişeti rahatsızlıklarında ve mide ülserlerine neden olan Helico bacter pilori üzerinde de etkilir. Bakterilerin mide duvarına tutunmasını engelleyerek mide ülseri riskini azaltır.

. Kalp ve Damar rahatsızlıklarını ve kanseri önleyici özelliği vardır.



Kaynak; http://www.cranberryinstitute.org

24 Eylül 2013 Salı

Devekuşuna Mektuplar - Sonbaharda Kavak Yaprakları - Haldun Taner (6 Kasım 1983)


Kavaklarla başlar yaprak dökümü. Penceremin önünde dört kavak var. Son yapraklar rüzgara karşı çırpınıyorlar kopmamak için. Çınarlar, meşeler, sakız ağaçları, salkım söğütler, akasyalar henüz soyunmadılar, direnecekler bir süre daha.  Yaprakları renk değiştirerek, yeşilden sarıya, bakıra, kızıla, pembeye geçerek. Dokunulmazlık sahibi çamların onlara üstünlüğü ancak kasım sonunda ortaya çıkar. 

Bence mevsimlerin en güzeli sonbahar...Hele İstanbul'da, hele hele Kadıköy yakasında... Boğaz'a, Bebek'e, Maçka'ya, Şişli'ye, Etiler'e kışa benzer birşeyler yerleşse bile, İstanbul'un Riviyera'sı daha bir süre yazın stokunu yaşar. Sonbaharla birlikte bir şiirsellik iner Çamlıca'nın, Kalamış'ın, Erenköy'ün bahçelerine. Yaz kalabalığından kurtulunca boyutları, perspektifleri ortaya çıkan eski, soylu sokaklara...

Utanmasam 'Hazan' diyesim geliyor sonbahar yerine. 'Hazan' bu nostaljik hüznü daha iyi yansıttığından. 'Güz'ün eksiği bu muazzam sarılar senfonisini bir tek heceyle geçiştirişinde, bir de ilk iki harfi ile bu yumuşak mevsime hiç uymayan bir 'Gür'lük çağrışımı getirmesindedir. Hayatımın sonbaharında olduğum için mi üçüncü mevsimle bu özdeşleşme? Hayır. Ne oldum delisi ilkbaharı kaprislerinden, dingildekliğinden, maymun iştahlığından, güneş şımarığı yazı, kalabalığından, harcıalemliğinden, yavanlığından, netameli kışı da rüzgarından,  içe işleyen rutubetinden ve kasvetinden ötürü çok sevemedim. Oysa sonbahar geçilen yazdan bir kanısıcaklıkla, girilecek kışın ağırbaşlılığını birleştirmiş gibidir. 

Çalışmaktan yorulunca böyle geçici aylaklıklarla dinleniyorum. Sonbaharda havanın yoğunluğu da değişmiştir. Sesler başka türlü yankılanır. Maltaeriği ağacı çiçeğini sonbaharda açar. Bu çiçeğin mayhoş, uçucu, ısrarsız kokusu sonbaharın soylu kişiliğine çok yaraşır.Nedense en çok maltaeriği ağacı da da bu yörededir. Kalamış'ta, Ethem Efendi'de Çiftehavuzlar'da, Şaşkınbakkal'daki bahçelerin önünden sırf onun rayihasını duymak için tekrar tekrar geçerim. İnsanın adımları boş yollarda yankılanır. Okulu asmış aylak bir öğrenci misali ak saçlarımdan utanmasam bir ıslık tutturasım gelir. Köşedeki aktardan pestil alıp yiyesim gelir. Netameli bir mevsimdir sonbahar...Hele belli bir yaşta iseniz çocukluk anıları falan derken uçup giden mevsime kapılıp karamsar duygulara da kaptırabilirsiniz kendinizi. 

Böyle dalmış giderken karşıdan biri göründü. Sırtında yürüyüş kılığı, başında kasket, kibar, uygar, ama bu güzergahta görmeye alışık olmadığım yabancı bir silüet. Aynı anda, aynı sonbahar güzelliklerinin avına çıkmış olma ortaklığının tecessüsü ile yaklaşmakta olana baktım. İçimi birden bir sevinç kapladı. Kırk, ne kırkı, elli yıllık okul arkadaşım Necmettin Tuncer'di gelen. Sarılıştık. Bu yakaya bir iki geceliğine bir akrabasına misafir gelmiş. Akşamüstü'de 'Kalamış'tan bir huzur' almaya çıkmış. Birlikte yürüdük. Okulumuzdan konuştuk. Bugünkü Fransız hükümetinin bize karşı çarpık tutumuna kızıp koca Fransız kültürünü aforoz etmeye kalkanların hafifliğinden söz ettik. Malraux'dan, Le Monde Mebdomadaire'in son sayısından konuştuk. Büyükelçilikten emekli olduktan sonra boş durmayı  ar sayan Necmettin, üç emekli diplomat arkadaşının önüne düşmüş Hariciye'nin İstanbul'daki içler acısı arşivini hale yola koymak için gönüllü çalışmaya başlamıştı. Yabancı basınla ilişkisini sürdürüyordu. Harici politikamızın gelişmelerini görev başındaki bir diplomat gibi yakından izliyor, uzmanı olduğu deniz hukukunda değerli fikirleri ile katkılarını sürdürüyordu. O gün en çok, Yunanlı'ların Limni adasını adasını silahlandırmalarının hukuki ve siyasi sorunları üzerinde zihin yorduğuna tanık oldum.  Yolumuz üzerinde oturan müşterek dostumuz Zeki Kuneralp'e uğradık. Onu masa başında üçüncü kitabının müsveddeleri ile haşır neşir bulduk. Necmettin, Limni meselesini ertesi gün gelip onunla görüşmek istediğini bildirdi. Ama ertesi gün Boğaziçi Üniversitesi'nde Lozan Antlaşması ve Türk-Yunan ilişkileri üzerine bir sempozyuma çağrılmış, oraya katılmış, konuşurken...

Evet sonuna kadar çalışmak. Bu fakir milletin en iyi okullarında yetişmenin bedelini, hasta da olsa, durmadan arı gibi çalışarak ödemek. Dinlenmeyi ölümden sonraya erteleyerek. Necmettin böyle yapıyordu. Aslında Kuneralp de, bu satırların yazarı da böyle yapıyor. Paslanmaktansa aşınmak yeğdir diye öğretmişler bize. O zaman sonbahar kötümserleştiremez insanı. Dallarından kopmamak için sonuna dek çırpınan o küçücük kavak yaprakları gibi direnmek. Sırası gelince de sessizce, şikayetsizce dalından kopup gitmek. Yerini, gelecek baharda açacak yenilerine bırakarak...


17 Nisan 2013 Çarşamba

Zehirli Olmayan Temizleyiciler

1) Limon
Limon suyu damlatılmış bir pamuk veya süngeri buzdolabına koyup birkaç saat bekletirseniz, dolaptaki kokuları nötralize eder. Ayrıca kapı altları ve pencere kenarlarına limon suyu sürerseniz, böcekler ve karıncaların girmesini engellerseniz. Zira limon kokusundan nefret ederler. İki litre suya dört limon sıkar ve onunla yerleri silerseniz hamamböcekleri ve pireleri caydırır. 

2) Sirke
Sirke çok amaçlı bir temizleyici olup, kimsayal temizliyeciler gibi zararlı değildir. Lavabo tıkanması mı yaşıyorsunuz, 1 su bardağı suya, yarım su bardağı karbonatı karıştırıp dökün, bir iki dakika sonra sıcak su dökün. Mat krom ve paslanmaz çelik eşyalarınızı yumuşak bir beze döktüğünüz sirke ile parlatın.

3) Alkol ile ovalama
Pencereleri temizlemek için de, 1 litre suya yarım fincan ispirto ile temizleyebilirsiniz. Ekstra bir parlaklık elde etmek isterseniz, gazete kağıdı ile ovalayın. Meyve sinekleri ile başınız dertteyse bir sprey şişesine alkolü doldurun ve sıkın.

4) Tuz
Kahve fincanlarını ve bardakları temizlemek için üstlerine tuz serpip ovalayın. 

5) Karbonatlı Su
Mikro dalga fırınları ve buzdolabını karbonatlı suya batırdığımız bir bezle silerek yapışkan kirleri temizleyebiliriz.




25 Mart 2013 Pazartesi

İstanbul'da Lale Zamanı

LALELER

Güzel ve estetik çiçekleriyle tanınan bir süs bitkisidir. Lale, naiftir, çok zariftir, bu zarifliğiyle birçok sanatçıya esin kaynağı olmuştur.  Çeşitli renklerdeki laleler, eski devirlerden itibaren, insanların ilgisini çekmiştir. Bu bitkinin ana vatanı Batı Asya'dır. Lale'yi, Türkler Orta Asya'dan taşıyarak getirmişlerdir. Oradan bütün Avrupa ülkelerine ve öbür kıtalara yayılmıştır.  Avrupa ancak 16. yüzyılda lale yetiştirmeye başlamıştır. Geliştirilmesi de 17. yüzyılda olmuştur. Bu dönemde, özellikle saray çevreleri pek çok sayıda lale çeşidi elde etmeyi başarmışlardır. Bu nedenle Lale İstanbul'la özdeşleşmiştir.
Osmanlı'da bir devre de (1718 - 1730) adını vermiş ve bu devir, eğlenceleriyle, israflarıyla, sanat alanında gösterdiği gelişmelerle tanınan devirdir.  Lale Devri III. Ahmet saltanatının ikinci yarısını kaplar. 
















22 Mart 2013 Cuma

Harika çiçek aranjmanları ve çiçeklerle dekor için küçük ipuçları


Carolyne Roehm'in güzel çiçek aranjmanları;

Özlem
Leylaklar hem ön planda, hem de arka planda dekor etkisi görüyor. 
Burada önemli olan köklerin görünmemesi. O nedenle cam vazo yerine 
seramik bir vazo tercih edilmiş. 

Resmiyet
Geniş ağızlı bir vazoda, leylaklar ve kartopu çiçekleri uyumlu bir birliktelikle
 zengin ve lüks bir görünüm oluşturmuştur.

Neşeli Zerafet
İçgüdüsel olarak, renk, şekil, boyut ve dokuların uyumundan oluşan bir 
buket hazırlanmış. 

Sade Güneşli
Dahliaların güçlü boyunları vardır.  Yeter ki kendinden daha uzun boyunlu çiçekler yanında yer almasın. Bu harika köpüklü çiçeklerin aralarına şeftali renkli olanları da yerleştirilince ortaya güzel bir kompozisyon çıkmış. 

Kolay ve zahmetsiz
Basit gümüş bir vazo ve birkaç dal çiçek böyle bir güzellik için yeterlidir. 
Angelique ve Negrita laleleri Muscari ile karıştırılmıştır. 

Sihirli Eşleştirme
Pembe bir spektrum içinde laleler, crabapples ve leylaklar tarafından desteklenmektedir. Masa şenlenmiş ve kırsal bir zerafet gelmiştir.

Geleneksel Rustik
Güller, beyaz aslanağızları, minyatür papatyalar, yeşil yapraklar ve hasır bir 
vazo ile ilgi çekici bir birlik oluşturulmuş. 

Süslü Uvertür
Güller özel bir simya oluşturur. Soluk pembe yapraklar ve sarı tohumlar ile 
güzel bir zıtlık oluşmuş. Tomurcuklardan yeşil yapraklar görünmüyor. 

Renk Ülkesi
Rengarenk güllerle harika bir kompozisyon. Vazo da zıt rengi ile, çiçekleri daha da
 ortaya çıkarmış.

Gökkuşağı
Tafta ve tülden oluşan kabarık bir elbise gibi  renk renk güller...



13 Mart 2013 Çarşamba

Volkswagen Minibüs artık üretilmeyecek!



Hippi Minibüsü diye de bilinen Volkswagen'in 63 yıl önce üretimine başlanan minibüsü artık yollara veda ediyor. Avrupa’daki üretimi tamamen sona ermesine rağmen sessiz sedasız Brezilya’da üretilmeye devam eden Volkswagen ‘kombisi’ bu yıl sonunda artık üretim hattında görülmeyecek. piyasaya sürülen minibüsün ilk modeli "Beetle" adıyla çıkmıştı. 1960’larda bir kültür hareketi olarak başlayan Hippi’ler tarafından kullanılmaya başlanınca ‘Hippi minibüsü” ismini aldı. Dünya turuna çıkanlar, aile gezmelerinde ve ev gibi kullananlar, onu bir ikon haline getirdi. Çiçek desenleriyle kaplamak en çok tercih edilen boyama yöntemi oldu.







5 Mart 2013 Salı

İstiklal Harbinin Kahraman Gemisi Alemdar!

Alemdar Romorkörü
Milli Mücadele yıllarında, Karadeniz'de görev yapan üç gemi silah ve cephane taşıma işinde büyük isim yapmıştır. Bunlar Alemdar Romorkörü, Şahin Vapuru ve  Rüsumat Motoruydu. Bu üç gemi, Ruslardan alınan silah ve cephaneyi, Karadeniz'deki Tuapsi ve Novorosisk limanlarından alır ve düşman devriye botlarına görünmeden Anadolu kıyılarına getirirlerdi. Bu seferler sırasında Yüzbaşı Mustafa Nail Bey komutasındaki Alemdar,  Pontuscu Sarı Yanni  ve Abacı Yanko çetelerini yakalamıştır. Yüzbaşı Cevat Bey kumandasındaki Şahin Vapuru, Büyük Taarruz'dan önce, 29 adet savaş uçağını, Rusya'nın Novorosisk limanından almak için Alemdar Romorkörüyle birlikte hareket etmiştir. Yüzbaşı Nail Bey komutasındaki Alemdar, kendilerine mani olmak isteyen Yunan donanmasını batı yönünde ve değişik rotalarda hareket ederek üzerine çekmiştir. Bu durumdan yararlanan Şahin Vapuru yüklediği 29 adet savaş uçağını kestirme rotayla Trabzon'a ulaştırır. Bu seferde Alemdar ve onun kahraman mürettabatı düşman kuvvetlerine yakalanmadan üslerine dönmüşlerdir. 

Alemdar artık bakımı yapılmış haliyle, Karadeniz Ereğlisi'nde müze olarak görev yapmaktadır.